İlk İslâm filozofu Ebū Yāʻḳūp Ibn Isḥāḳ el-Kindī (ö. 873), Aristoteles’in (ö. M.Ö. 322) kullandığı terimle uyumlu olarak fi’l-Felsefeti’l-̉Ūlā adını verdiği risalesinde metafiziğin adıyla, meselesinin İlk Gerçek (el-Ḥaḳḳu’l-Evvel) ve İlk Sebep (es-Sebebu’l-Evvel) oluşu arasında bir bağ kurar. Kindī, Tanrı’yı merkeze alan teolojik temelli metafiziğini ‘sebeplilik-Gerçek Sebep’ ve ‘birlik-Gerçek Bir’ kavramları üzerine inşa eder. Terminolojisi ve kullandığı kavramlara bakılırsa onun Grek metafizik geleneğinin renklerini taşıdığı görülür. Bu bakımdan Kindī’nin, fi’l-Felsefeti’l-̉Ūlā’sı, hem günümüze ulaşan risaleleri hem de metafiziğe dair metinler arasında en önemlilerinden biridir. Fi’l-Felsefeti’l-̉Ūlā, İslam felsefesi tarihinin metafizik alanında Grek felsefi geleneğin bir devamı olarak kaleme alınmış ilk kurucu metin olma özelliğine ilave olarak, sonraki dönemde metafiziğe dair üretilen metinlere istikamet vermesi açısından da son derece değerlidir. Bilindiği gibi Aristoteles’ten itibaren metafiziğin konusu, gayesi ve amacı hep tartışılagelmiştir. Bu bağlamdaki tartışmaların odak noktasını metafiziğin teoloji mi yoksa ontoloji mi olduğu sorusu oluşturur. Her şeyden önce Aristoteles’ten de kaynaklanan bu sorun Kindī’de Tanrı’yı merkeze alan bir metafiziğe dönüşmüştür. Öte yandan hem Türkçede hem de İngilizcede fi’l-Felsefeti’l-̉Ūlā hakkında azımsanmayacak bir literatür oluşmuştur. Bu yazı, ne buna dair üretilen çalışmaları ele almak ne de metafiziğin teoloji-ontoloji arasında gidip gelen konusuna yönelik bir tartışmayı merkeze almak gayesiyle ele alınmamıştır. Bu yazının temel motivasyonu, Kindī’nin, İslâm’da metafizik geleneğinin oluşmasındaki rolüne binaen, teolojik-ontolojik temelli farklılaşan görüşleri içeren ve ele aldığı tüm meseleler bakımından kendisinden sonra oluşan metafiziğe dair geleneği etkilemiş olmasıdır. Bu nedenle, onun metafiziğinin konu, gaye ve dayandığı ilkeler de dâhil anlaşılması, kendisinden sonra gelen başta Fārābī (ö. 950) ve İbn Sīnā (ö. 1037) olmak üzere diğer filozofların, ayrıştıkları hususiyetler ve bunların temelleri ile birlikte anlaşılmalarını kolaylaştıracaktır.