Köklü bir geçmişe sahip olan yabancılaşma kavramı, özellikle son yüzyılda çok farklı disiplin-ler tarafından değişik yönleriyle incelenmiştir. Bu yüzden üzerinde ortak bir tanımlama yapıla-madığı görülmektedir. Yabancılaşma denilince akla gelen ilk olgulardan birisi de din, daha doğru-su ‘din anlayışı’dır. Dinlerin temel amaçlarından birinin müntesiplerini kendilerine ve çevrelerine yabancılaşmaktan uzaklaştırmaya çalışmak olduğu söylenebilir. Allah, insandan onu birey yapan ve sorumlu kılan akıl, ilim, irade, kudret vb. özelliklerinin farkında olmasını ve kendini gerçek-leştirmesini istemektedir. İnsanın sahip olduğu bu potansiyeli açığa çıkarırken sağlıklı ve tutarlı davranışlar sergilemesine yardımcı olan din, bu yönüyle insanın yabancılaşmasını önlemeyi ya da minimum seviyeye indirmeyi hedeflemektedir. Ancak din anlayışının Allah-insan ilişkisi bağla-mındaki şekli ve içeriği sağlıklı ve tutarlı bir temele/zemine dayandırılmadığında, yabancılaşma olgusunu tetikleyen bir duruma yol açabilir. Elinizdeki bu çalışma yabancılaşma olgusu ile Eş‘arî düşünce sisteminin insan eylemlerine ve sorumluluğuna bakışı arasındaki ilişkinin böyle bir riski taşıyıp taşımadığını ortaya koyma amacıyla kaleme alınmıştır. Bunu yaparken kavram analizi, tarihsel ve olgusal gerçeklik ön plana çıkarılmaya çalışılmıştır. Yöntem olarak nitel araştırma yön-temlerinden doküman analizi tercih edilmiştir. Araştırmanın sonucunda Müslüman düşüncesinde baskın olan Eş‘arî kelam ekolünün, insanın sahip olduğu özellikleri şeklen var sayıp, bunların pra-tik hayattaki yansımalarının tamamen Allah’ın sevk ve idaresi altında gerçekleştiğini ileri sürdüğü görülmüştür. Şu halde insanı neredeyse tamamen devre dışı bırakan bu anlayışın, onun fıtratı-na/potansiyellerine yabancılaşmasına zemin hazırlaması mümkündür.
The concept of alienation, which has a deep-rooted history, has been studied in dif-ferent aspects by many different disciplines, especially in the last century. Therefore, it is seen that a common definition cannot be made on it. One of the first phenomena that come to mind when alienation is mentioned is religion, or rather the 'perception of religion'. God wants man to be aware of his characteristics such as mind, knowledge, will, and power that make him an indi-vidual and make him responsible, and to realize himself. Religion, which helps man to exhibit healthy and consistent behaviors while revealing this potential he has, aims to prevent or mini-mize the alienation of man with this aspect. However, when the form and content of the under-standing of religion in the context of God-human relationship is not based on a healthy and con-sistent basis, it can lead to a situation that triggers the phenomenon of alienation. This study has been composed with the aim of revealing whether the relationship between the phenomenon of alienation and the view of the Asharite thought system to the actions and responsibilities of man carries such a risk. While doing this, concept analysis, historical and factual reality have been tried to be brought to the fore. As a method, document analysis, one of the qualitative research methods, has been preferred. As a result of the research, it has been seen that the Asharite theolo-gy, which is dominant in Muslim thought, assumes the characteristics of human beings in form and argues that their reflections in practical life are completely under the direction and admin-istration of Allah. So, It can be possible that this understanding, which almost completely disables man, prepares the ground for his alienation from his nature/potentials.