Bu makale, on altıncı yüzyıl Osmanlı ilim çevrelerinin önde gelen bilginlerinden Muhyiddîn Muhammed el-Karabâğî’nin (ö. 942/1535) isbât-ı vâcib meselesine ilişkin Celaleddin ed-Devvânî’nin (ö. 908/1502) Risâletü İsbâti’l-vâcibi’l-kadîme adlı eseri üzerine yazdığı Şerhu İsbâti’l-vacib başlıklı şerhinin nüshaları, kaynakları, yöntem ve muhteva açısından analizini içermektedir. Devvânî’nin Risâletü İsbâti’l-vâcibi’l-kadîme’si, isbât-ı vâcib meselesinde kendisinden önce kelâm bilginleri ve filozoflar tarafından ileri sürülen burhanların tenkitçi bir üslup ile ele alındığı bir eserdir. Yine Devvânî, isbât-ı vacib meselesi ile ilgili ilmî bakımdan daha yetkin olduğu ileri yaşlarında Risâletü İsbâti’l-vâcibi’l-cedîde adlı eserini yazmış, bu risalede de önceki yazdığından farklı olarak mârifetullahı incelemeyi gaye edinmiştir. Karabâğî’nin Şerhu İsbâti’l-vâcib adlı şerhi ise ilk risale üzerinedir. İslam düşünce geleneğinin erken dönemlerinde isbât-ı vâcib problemi, İslam felsefesinde metafizik ilmi çerçevesinde, kelam kitaplarının da metafizik ile ilgili kısımlarında tartışılırken müteahhir dönemde müstakil risalelerin telif edildiği kozmopolit bir kelam-felsefe geleneği haline dönüşmüştür. Müteahhir dönemde, özellikle Osmanlı bilim çevrelerinde Devvânî’nin Risâletü İsbâti’l-vâcibi’l-kadîme’si ile onun şerhi olan Muhyiddîn el-Karabâğî’nin risalesi oldukça etkili olmuş iki önemli metindir. Zira Devvânî’nin metnine 16. yüzyıl ve sonrasında birçok şerh ve hâşiye yazılmıştır. Bu şerh ve hâşiyeler içinde Karabâğî’nin şerhi ve Mirzâcân Habîbullah b. Abdullah eş-Şirâzî ed-Dihlevî’nin (ö. 994/1586) hâşiyesi Osmanlı bilginlerinin büyük ilgisine mazhar olmuştur. Karabâğî, şerhinde Devvânî’nin mezkûr eserinde isbât-ı vâcib meselesi tartışmalarına dair yorum ve katkısını mukayeseli olarak analiz etmiştir. Bu niteliği sebebiyle Karabâğî’nin şerhi, sonraki dönemlerde ona yazılmış olan pek çok hâşiyenin muhtevasındaki problem ve terminolojinin belirlenmesinde önemli rol oynamıştır.
This article examines and analyses Al-Qarabāghī’s, (d. 942/1535) one of the leading scholars of the sixteenth-century Ottoman scientific circles, commentary titled Sharh Ithbāt al-Wājib, which he wrote on Risālat Ithbāt al-Wājib al-qadīma, which written by Jalāl al-Dīn al-Dawānī (d. 908/1502) about ithbāt al-wajib in terms of editions, sources, methods and content. Al-Dawānī’s Risālat Ithbāt al-Wājib al-qadīma is a work in which the arguments put forward by predecessor theologians and philosophers on the ithbāt al-wājib are handled with a critical style. In addition to this al-Dawānī wrote Risālat Ithbāt al-Wājib al-jadīda at an advanced age, when he was more knowledgeable in scientific terms about ithbāt al-wajib. In this treatise, unlike the previous one, he aimed to examine the knowledge of God. Al-Qarabāghī’s commentary named Sharh Ithbāt al-Wajib is about the first treatise. The problem of ithbāt al-wājib was discussed within the framework of metaphysics in Islamic philosophy and in the metaphysical parts of theological books in the early periods of the Islamic thought tradition, but in the later period, it evolved into a cosmopolitan theology-philosophy tradition in which individual treatises were compiled. Al-Dawānī’s Risālat Ithbāt al-Wājib al-qadīma and his commentary al-Qarabāghī’s treatise are two important texts that were very influential especially in Ottoman scientific circles in the late period. For as much as many commentaries and annotations were written on al-Dawānī’s text in the 16th century and later. Among these commentaries and annotations, Al-Qarabāghī’s commentary and annotation of Mirzācān al-Shīrāzī al-Dihlevī (d. 994/1586) received great importance from Ottoman scholars. Al-Qarabāghī compared and contrasted al-Dawānī’s comment and contribution to the discussions on the issue of ithbāt al-wajib in the aforementioned work in his commentary. Because of this feature, Al-Qarabāghī commentary was crucial in determining the problem and terminology in the content of many glosses written to him in subsequent periods.